GENÇ OSMAN'IN KATLİ: TARİHİMİZDE GARİP BİR VAKA
Genç Osman'ın Katli: Tarihimizde Garip Bir Vaka
Genç Osman olarak da bilinen II. Osman, 3 Kasım 1604 tarihinde dünyaya gelmiştir. Babası I. Ahmed, annesi Mahfiruz Hatice Sultan'dır. II.Osman
6 Şubat 1618 tarihinde amcası I. Mustafa'nın tahtan indirilmesi üzerine, 14 yaşında tahta geçmiştir. 16. Osmanlı padişahı ve 95. İslam halifesidir. 1620 yılında İspanyollar'a ait olan ve bugün İtalya'da bulunan Manfredonia ele geçirmiştir, İran ile Nasuh Paşa Antlaşması'nın maddeleri gözden geçirilerek Serav Antlaşması imzalanmıştır.
II.Osman'ın tahta olduğu 2 Eylül 1621 tarihinde Lehistan'a karşı 'Hotin Seferi' olarak adlandırılan taarruz yapılmıştır. Osmanlı Ordusu (Nogay Tatarları ve Kırım Hanlığı, Osmanlı Ordusu'na katılmıştır. ) ve Lehistan Ordusu, ( Ukrayna ve Litvanya, Lehistan'ı desteklemiştir) 2 Eylül-9 Eylül tarihleri arasında 1 hafta boyunca savaşmıştır. Osmanlı Ordusu, sayıca üstün olmasına rağmen Lehistan Ordusu'nun karşısında çok ağır kayıplar vermiştir. Biz burada Hotin Seferi üzerinde duracağız. Hotin Seferi'nden sonra yeniçeri ordusu hakkında tartışmalar başlamıştır. Hotin seferine (1621) katılan yeniçerilere
dağıtılan 1000’er akça sefer parasını, sultanın sonradan gelen yeniçerilere vermemesi, onları pâdişah aleyhine çevirmiş; bu yüzden yeniçeriler savaşta gevşek davranmışlardır[1]. Genç Osman, ocağın mevcudunu anlamak için yaptığı yoklamadaki mevcudu maaş
defterinde olan miktardan az bulmuş ve parayı kesmişti; bu hal mevcut olmayan askerleri mevcut gibi göstererek onların yevmiyelerini dercep eden ocak zabitlerinin işine gelmediğinden onlar
da askerin memnuniyetsizliklerine iştirak etmişlerdir[2].
Osmanlı tarihçisi İsmail Hakkı Uzunçarşılı'nın yazdığı gibi yeniçerilere fazladan verilen paranın kesilmesi, yeniçerileri hoşnutsuz kılmıştır. II.Osman, ordu alanında yenilikler yapmak istemiştir. II. Osman, Halep, Erzurum, Şam ve Mısır Beylerbeylerine asker yazdırmak için gizli bir irade göndermiştir; buna karşılık yeni alınan askerleri bizzat kendisi görmek istiyordu. Bu sıralarda Lübnan'da Manaoğlu Fahreddin, isyan başlatmıştı. Sultan Osman bunu fırsat bilerek Anadolu'ya geçmek istedi. Fakat Sadrazam Dilaver Paşa ve Şeyhülislam Hocazade Esad Efendi, bir isyan için Sultan'ın Anadolu'ya geçmesine gerekli olmadığını söyledi. Yani Esad Efendi Ve Dilaver Paşa, Genç Osman'ın Anadolu'ya geçmesini önlemiştir. Damat Halil Paşa'nın aztedilmesi ve Hotin Seferi'nden önce Kösem Sultan'ın oğlu Şehzade Mehmet'in idamı, yeniçerilerin dikkatini çekmiştir. Yeniçeriler, Genç Osman'ın asker toplamak bahanesiyle Hacca gitmek istemesini haber aldı.
Yeniçeriler, tahta 1. Mustafa'yı geçirmek istediler. Sultan Mustafa'nın bulunduğu yeri öğrenince kubbeyi delerek aşağı adam indirip onu bir minderin üzerinde oturttular[3]. Yeniçeriler böylece isyan etmiş oldu. İsyan ile ilgili; Sultan Osman, ileri gelen ulemâyı saraya çağırıp, “Kulun muradı nedir?” diye sordu. Hepsi, pâdişahın Kâbe’ye gitmesine karşı çıktılar ve Hoca Ömer ile kızlarağasının sürgüne gönderilmesini önerdiler. Pâdişah, “Kâbe’ye gitmekten vazgeçtim ama, sürgünü kabul etmem” yanıtını verdi, “azledilmelerini dahi kabul etmem” diye direndi[4].
En sonunda yeniçeriler, 1. Mustafa'yı tahta geçirmek için genç padişahı katletmeye karar verdiler. . Yeniçerilerin karşısına geçerek onları ikna etmek isteyen Ali Ağa konuşturulmadı ve kılıçla saldırılıp parçalandı[5]. Ardından II. Osman'ı yakalayan isyancılar, onu beygire bindirip yol boyunca hakaretler ederek kötü davrandılar [6] En sonunda ise Yedikule Zindanlarında kemerle boğularak öldürüldü [7]. Genç Osman'ın öldürülmesi ile ilgili şu iki beyit çok ünlüdür:
Bir şâh-i âlîşân iken şâh-i cihâna kıydılar
Gayretlü genc arslan iken şâh-i cihâna kıydılar.
[8] Tûgi'ye (Musîbetnâme’nin yazardır) göre Genç Osman'ın öldürülmesi, kardeş katlinin cezasıdır. Genç Osman, kardeşi Şehzade Mehmet'i idam ettirmesinin sonucunda, Tanrı'nın bu eyleme cezasıdır[9]. Genç Osman'ın öldürülmesi, yeniçeri ocağını bir kez daha sorgulatmıştır.
Kaynakça:
[1] - Halil İnalcık, Devleti Aliyye-III, s. 109, İşbankası Yayınları, İstanbul, 2014.
[2] İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi (3. Cild)s.145, TTK Yayınları, Ankara,1988.
[3] İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi (3. Cild), s.149, TTK Yayınları, Ankara,1988.
[4] Halil İnalcık, Devleti Aliyye-III ,s.110, İşbankası Yayınları, İstanbul, 2014.
[5] Naima Tarihi, Cilt: 2, s. 777, Bahar Matbaası, İstanbul, 1968.
[6] Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, cilt: 33; s. 455.
[7]Naima Tarihi, Cilt: 2, s. 784Bahar Matbaası, İstanbul, 1968.
[8] Halil İnalcık,Devleti Aliyye-III, s. 114,İşbankası Yayınları, İstanbul, 2014.
[9] Halil İnalcık, Devleti Aliyye-III, s. 115,İşbankası Yayınları, İstanbul, 2014.
Yorumlar
Yorum Gönder