İDEOLOJİK BAĞNAZLIK
İdeoloji; bir takım fikir, görüş ve kuramların, sistematik bir şekilde oluşturulan, çözüm olarak kabul edilen düşünce sistemlerine verilen addır. İnsanoğlu geliştikçe düşünceye, fikre önem vermiş, ihtiyaç duymuştur. İdeolojilerin amacı; fikir sistemlerine göre bir toplum yaratmak, ideolojilerini egemen kılmaktır. İnsanlar ve topluluklar, bir takım ideolojileri benimser ve taraftar olur. Ülkemizde ise tam bir ideoloji furyası vardır. Evet, taraftar olur. Kendi ideolojik emirlerini (!) ve sözde kendilerince hep haklı ve doğru olduğu kanaatindeler. İdeoloji taraftarları, genellikle, nesnel ve objektif olmaz- olamaz-. Ülkemizden tartışılan; sağ-sol gibi siyasi bir takım ideolojilerin çatışmaları, şeriatçılık-Laiklik gibi dini meselelerin çatışması, Doğuculuk- Batıcılık gibi kültürel çatışmalar, ülkenin en çok tartışılan, karşıt görüş barındıran ideolojik tartışmalarıdır. Maalesef tartışma, fikir alışverişleri gibi konular, nesnel ve doğru tartışıldığını sorgular. Ülkedeki ideoloji körlüğü "bağnazlık", taraftarlarına ise "yobaz, bağnaz" olarak nitelendiriliyoruz. Örneğin, Atatürk'ü sevmeyip, İstiklal Harbi'ni küçümsemek, düşmanlık beslemek tam bir "bağnazlık" örneğidir. Kurtuluş Savaşı'na ancak bir Yunan küfürle bakar. Pekâlâ, bu normal midir ? Peki öbür tataftakiler ? Şu "Atatürkçülük" maskesi takıp, DHKP-C'li teröristlere, PKK'ya destek verenler vardır. Bunların gözü "muhaliflik" adı altında ne yaptığını bilmeyenler değil midir? Evet öyledir, ideolojik maskaralık, bunların yalnız gözünü kör etmemiş, adeta vücudunu kaplamıştır. Atatürkçülük bu mudur ? - değildir !- . Bu iki grubunda birbirinden farkı yoktur, yobazdırlar. Bu bağnazlığın doğurduğu bir kavram vardır: 'partizanlık'. Siyaset ilim kuyusunda (!), sözde kendilerini temsil ettikleri partinin yanında, koşulsuz bulunurlar. Destekleri siyasi parti yanlış bir iş yaparsa, "doğru" diyecek; muhalif oldukları doğru bir iş yaparsa; "yanlış diyecektirler". Çünkü öyle ki "partizanlık" ve "bağnazlık" onları adeta esir etmiştir. Doğruya doğru, yanlış yanlış diyemezler. Bence bunların olmasındaki sorun hırstır. Bu olgu onları ele geçirmiş, ne yaptıklarını bilmiyorlardır. Siyasetimiz de bu bağnazlığın en büyük oluşumudur. Çatışma ve çekişme ortamı hiçbiri zaman bitmez, bazen bağnazlık dahi ortaya çıkar. Siyasetçilere, partileri ve ideolojileri uğrana her türlü pisliği yapma hakkı doğuyor galiba. Partizanlığın, bağnazlığın yalnız siyasete değil, topluma da zarar verdiği bariz bir şekilde ortadadır. Zaten kutuplaştığı, zıtlaştığı ülke ortamı, partizankık ile de kutuplaşıyor. Resmen kardeşi kardeşe düşürüyor. Huzurun bir nebze sağlandığı ülkemizde, siyasi kavgalar patlak verirse, işte o gün ülkemiz geriye gitmeye başlayacaktır. Ha, bu arada, "A" partisini muhalif olacağım diye "şaklabanlık", "B" partisini eleştireceğim diye de "mesnetsizlik" ve kendilerini rezil edip komiklik haline geleceği bir ortam olmaz. İnsanlar elbette ki fikirlerle, ideolojilere sahip olmalıdır. Bizleri hayvandan ayıran özellik; düşünen, üreten, varlık dünyasında gelişmiş bir varlık olmamız ve hedeflerimizin olmasıdır. İdeolojilerin benimsemeniz en doğal ve temel hakkınızdır. Lakin, bir ideolojiyi benimseyeceğim diye, vicdanınızdan olmayın. İdeoloji uğruna "körlük", "bağnazlık" seviyesine gelmeyiniz. Çünkü ideolojilerinizi siz değil, vicdanınız tartar. O en haklı ve adil tartıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder