NE OLDU ?
2002 yılında, %34,29 oy oranı ile iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi, Türkiye'nin yeni iktidarı olmuştur. O gün iktidara gelen bu partiye karşı muhalefet cephesi ise; Deniz Baykal'ın CHP'si, Devlet Bahçeli'nin MHP'si, Tansu Çillerin'in DYP'sini oluşturuyordu. O günlerde 2. en çok oy alan ve ana muhalefetin başını çeken CHP'den daha da muhalif isim Devlet Bahçeli'ydi. Milliyetçi Hareket Partisi'nin başkanı olan Devlet Bahçeli ise AKP'yi ve hükümeti - özellikle Erdoğan'ı- ağır ve sert eleştirilere tabî tutuyordu. MHP'nin ideolojik programı şu şekildedir; Turancılık, Türkçülük, Milliyetçilik, Anadoluculuk, Anti-komünizm gibi milliyetçi kuramlardı. Bahçeli-Erdoğan taşımasını ele almak istiyorum. En şiddetli tartışma "andımız" hakkında olmuştur. AKP iktidarı o zaman okullarda okutulan "Türk'üm" ibaresini resmen kaldırmıştı. Türkiye'de, "Türk'üm" demek böylece kısmî olarak kısıtlandı. AKP'nin ümmetçi söylemleri, cemaatlere verdiği destek, Osmanlıcı görüşler ise bunu adeta fitillemişti. "Türk'üm" demek ırkçılık olarak empoze ediliyor, kendi millyetimizi dile getirme, sevme resmen ırkıçılık olarak sayılmıştı. Buna en sert çıkan ise Devlet Bahçeli olmuştur. Bahçeli : "Çözülme sürecinin en karanlık döneminde Andımız kurban seçilmişti. 'Ne Mutlu Türküm Diyene' seslenişi her taraftan silinmiş ve kazınmıştı. Bu durum elbette yanlıştı, vahim bir sapma haliydi. Kabullenmemiz imkansızdı." demiştir. Yalnız bunlarla kalmamış, en sert şekilde "Andımızı okutmazsam namussuzum." diyerek andımızı okutacağını (!) söylemiştir. AKP'nin "Türklükle" olan hasebi sadece bunla da kalmaz. - -Erdoğan'ın başdanışmanlık görevine atanan Ayşenur Bahçekapılı, AKP Grup Başkanvekili olduğu 2009 yılında "Anayasadan Türklüğü kaldıracağız" demiştir.
AK PARTİ'nin İstanbul İl Başkanlığı yapmış olan ve 25 ve 26. Dönemde İstanbul Milletvekili Aziz Babuşcu:
- AKP ile hepimiz Türk olmaktan kurtulduk.
Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül:
- Türklük şart değil
T.B.M.M. 25'inci ve 26'ıncı dönem AK Parti Siirt Milletvekili olarak görev yapan Yasin Aktay:
- Türk diye bir ırk yok (Yasin Aktan)
Samsun büyükşehir belediye meclisinde AKP Grup Başkan Vekili olan Hasan Uzunlar:
- Fatiha yerine korna ile anılan tek kişi - Atatürk hakkında-
Bazı AKP'li isimler bu açıklamaları yapmıştır. Resmen Türklüğe hakaret eden, Türklüğe nefret kusanların Türkiye Cumhuriyeti'nde görev alması ne vahim !
Erdoğan ise "Bizim karşımıza kimse Türklükle de çıkmasın, biz her türlü milliyetçiliği ayaklar altına almış bir iktidarız". Vaktiyle Atatürk'ün ortalığa saçtığı Türklük ayaklar altına alınmış, nefret söylemi olarak nitelendiriliyordu. Bunları da çözüm süreci adı altında bizlere dayatıllar. Çözüm sürecinde ne oldu peki, teröristler davul zurna ile karşılandı, TSK ise Silvan'dan pkk sloganları ile geri çekildi. Çözüm süreci bir utanç tablosudur. Ümmetçilik ile her türlü cemaate verdikleri destek ne olacak, hani şu Fetö'nün siyasi ayağı meselesi. Devlet Bahçeli ise Erdoğan'ın arası manidardır. Erdoğan :
Gerçekten acınacak bir hâli var. - Bahçeli hakkında -
-MHP'yi küçülten bu adamla bir yere varamazsınız.
-Ey Bahçeli, bunları ispat edemez isen; alçaksın, adisin.
MHP'nin başındaki kişi, aile nedir bilmez ! Peki ya diğer taraftan Bahçeli ne diyor: -Erdoğan, aklı ile arayı açmış, klinik bir vaka haline gelmiştir.
- Senin yaptıklarına ancak iblis teşebbüs edecektir .- Erdoğan için-
- Bu ihaneti yapan Adalet ve Kalkınma Partisi'nden hesap sormazsam namussuzum.
Şu söylem ve hakaretlere bakarsak bu iki kişinin, kanlı bıçaklı olduğunu görüyoruz. Kendini milliyetçi, Türkçü diye nitelendiren bir partinin lideri, Türklükle bir sorunu olan AKP ve Erdoğan ile ittifak yapması, yakınlaşması neye dayandırılır bilmiyorum. Doğu Türkistan'lı soydaşlarımız için CHP -İYİ Parti ortaklı meclise sunulan 10 Temmuz 2020 "araştırma önergesi", MHP ve AKP tarafından reddedilmişti. Adı milliyetçi (!) olan bir partinin böyle önemli ve ciddi bir konu için "red" oyu vermesi milliyetçilik midir ?
Asıl trajikomik yani ise HDP'nin bu konu üzerinden MHP'yi hedefi almasıydı. HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun "Uygur Türklerini sattınız" sözüne MHP'li Erkan Akçay ise "Savaş mı açalım" demiştir. Doğu Türkistan'ı reddetmek, milliyetçilik midir ? Fakat kendini milliyetçi (!) diye tanımlandıranların, Habur'da teröristleri kahramanca karşılandığını, şehit tabutlarının kamyonetlerle getirildiğini, Silvan'da askerin çekildiğini, Suriye'de Süleyman Şah türbesinin savunulmadığı, geriye çekildiğini, Türkçülüğün bölücülük olduğu nitelendiren, Türklüğün ayaklar altına alındığını, Andımız kaldıranları, kumpas davalarını, 17-25 Aralık sürecini, Ankara'ya temsilci diye Kürdistan paçavrası açıldığı, Barzani denen haydutun şen şakrak karşılandığını; çiftçiye "ananı da al git" dendiğini, bu partide Atatürk'e hakaret edildiğini, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne" terörist diyen Şiwan Perver ile kol kola gezdiklerini, Oslo Görüşmelerini ve yüzlerce şehidin ahı unutulmamalıdır. Milliyetçilik bunları kabul eder mi, "Türkçüyüz" diye nutuk atıp, Türklüğe her fırsatta saldıranlarla birliktelik hoş karşılanır mı ? Pekî ne oldu da bunların yanındasınız ? Cumhur İttifakı adı verdiğiniz, ortaklarınızın da bunların olduğunu biliyorsak, neden hâlâ bu ittifakın içindesiniz ? MHP'liler ve onların lideri Devlet Bahçeli ise bunları varsayıp, tekrar mukayese etmeli. Doğruları, yanlışları tartmalı, vicdanları ve görüşleri ise bu tartı olmalıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder