ATATÜRK !

Osmanlı'nın en zor zamanlarında Selanik'te doğdu. 

Küçüklük hayali asker olmaktı, azimle çalıştı. 

Kan ve göz yaşına şahit oldu, memleketin nasıl elden gittiğine de...

Çalıştı, çabaladı, en sonunda asker oldu.

İlk işi vatanın selametiydi. 

İlk olarak 1905 senesinde 'Kurmay Yüzbaşı' rütbesiyle atandı. 

1906 senesinde Şam'a tayin oldu, burada vatanın istikbali için 'Vatan Ve Hürriyet Cemiyeti'ni' kurdu. 

Sonrasında İttihatçıların arasına girdi, bir vakte kadar 'ittihatçı' oldu. 

Yüreği vatanı için atıyordu dedim ya, 1911 senesinde Trablusgarp'a 'gönüllü' olarak gitti. 

Sonrasında binbaşı oldu. 

1913 yılında Sofya'ya ateşe olarak atandı.  

1914'te Çanakkale'de Türk ordusuyla detsan yazdı. 

1916'da tümgeneral oldu.

1917'de Muş'u ve Bitlis'i tekrar aldı. 

1919'da "Ya istiklal, Ya ölüm !" dedi, memleket aşkına yola koyuldu. 

Amasya'da, Sivas'ta, Erzurum'da milli birlik için kongreler hazırladı. 

1921 de 'başkomutan', ardından 'mareşal' ilan edildi. 

1923'te 'cumhurbaşkanı' oldu, Türkiye'ye cumhuriyet geldi. 

1928'de 'başöğretmen' oldu. 

1931'de Türk Tarih Tetkik Cemiyeti'ni(TTK) kurdu. 

1932'de Türk Dil Kurumunu kurdu. 

57 yıllık yaşama ; 11 savaş, 24 madalya, 7 nişan, 13 kitap, 1 ülke ve milyonlarca özgür insanı sığdırdı...

Kan gördü, acı gördü, ihanet gördü. Barutun içinde bir ömür geçirdi. Vatan aşkıyla son ana kadar yandı. 

Ve..

10 Kasım 1938 günü gözlerini ebediyen kapattı. 

İşte, bu isim Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür ! 

Selanik'in taşlı sokaklarında dünyaya gelmiş, Trablusgarp'ın çöllerinde, Kafkasya'nın sert kışında, cephelerde, barutla kanla bir ömür geçirdi. 

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, sıkı bir inkılapçıydı. 

Ülkenin gelişmesi için birçok alanda inkılap yaptı. 

Önce saltanat kaldırıldı, millet egemenliği esas alındı. 

Milli ekonomi için İzmir'de 'İktisat Kongresi' düzenlendi. 

Harf inkılabı yapıldı, okuma yazma kolaylaştırıldı. 

Okur-yazar oranını artırmak için Millet Mektepleri açıldı. 

Millet tarihini öğrensin diye Türk Tarih Kurumunu açıldı.

Dilini idrak etsin diye Türk Dil Kurumu açıldı. 

Onun döneminde 46 fabrika kuruldu. 

Halka seçme ve seçilme hakkı tanındı. 

Halka ve dine zarar veren cemaat ve tarikatlar kapatıldı. 

Halka dinini doğru göstermek için Diyanet kuruldu. 

Türkiye'ye tekrar 'Türk' kimliği kazandırıldı. 

Fransız Türkolog Roux'un deyimi ile: 

"Mustafa Kemal, Türkiye'nin cisimleşmiş örneği, bütün bir halkın iradesinin temsiliydi ve ''Türklerin Atası'' değil ''Ata Türk'' yani ''Ataları gibi Türk'' anlamına gelen Atatürk adını aldı." 

İşgalciler İstanbul'u işgal ettiğinde herkes gözü yaşlıyken, Atatürk ise 'geldikleri gibi giderler' dedi ve öyle de oldu. Ordu yok dediler, 'kurulur' dedi. Para yok dediler, 'bulunur' dedi. 

İşte, Atatürk böyle biriydi. 

1-2 soytarının ve çakma liderlerinin lafları, bu ülkenin insanın Atatürk'e olan bağlılığını koparamaz ! 

Atatürk, sizin çakma abidelerinizden, üstadlarından, ağzı kokan liderlerinizden daha da üstündür. 

Dediğim gibi 1-2 soytarıdan ileriye gidemezsiniz. 'put' dediğiniz heykellere saldırıyorsunuz. Gücünüz, yüreğiniz ve adamlığınız(!) ancak buna yetiyor. 

Bu memleket, 'Keşke Yunan Galip Gelseydi' diyenlerin değil, 'Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz.' diyenlerin memleketidir. 

Bugün 10 Kasım 2020, Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının üzerinden tam 82 sene geçti; fakat o hala bu yurdun insanın kalbinde, düşüncesinde ve fikrindedir. 

Tıpkı Türk Milleti için bir ömür feda eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi...