ORTA DOĞU’DA VE HİNDİSTAN’DA 4 AYDINLIK SAVAŞÇISI
Emperyalizm Girdiği Toplumu Tahrip Eder
Emperyalizm... Kelime manasıyla “sömürge ve himaye”.
Emperyalizm açık bir şekilde işgalcilik ve sömürü düzenidir.
Girdiği toplumları tahrip eden bu iğrenç ve rezilane şey, birilerinin geçim kaynağından başka bir şey de değildir.
Emperyalizm, küçük toplumlara yıkımdan başka getirmeyen bir sistemdir. Girdiği toplumları ekonomik ve sosyokültürel olarak açıkça yok eden bu iğrençlik, emperyalistlerin kültürünü empoze eder. İşte, bu empoze de en çok Orta Doğu ve Hindistan’ı etkilemiştir.
Bugünkü Orta Doğu’nun oluşumunda, daha doğrusu çarpık bir sentez oluşumunda emperyalist devletlerin payı büyüktür.
Emperyalizm karanlıktır, aydınlığa düşmandır; girdiği ülkeyi sömürür.
Hindistan’da Mahatma Gandi
Gandi, 1869’da dünyaya geldi. Ailesi onu insancıl yetiştirdi. İnsan olmayı, insanca yaşamayı öğrettiler.
Gandi, hayatı boyunca hümanizmi savunmuştur. Savaş karşıtı olmakla birlikte bir anti-emperyalisttir.
İngilizler onun için bir tehditti. Haklıydı da. İngilizler Hindistan’ı sömürüp talan etmişti bile ama o hep İngilizlerin işgalci tutumuna karşıydı.
İngilizler, Gandi’yi önce tasfiye etmeye çalıştı, sonra tutukladılar. Mamafih kendisi değerlerinden yılmadı. İnandığı değerler uğrunda mücadele etti.
Hayatı, mücadelesi uğruna heba olan bu insanlık savaşçısı, 1948 tarihinde suikast sonucunda öldürüldü.
Ancak onun mücadelesi, Hindistan’da büyük yankı buldu. Gandi, Hindistan’ın büyük isimlerindendir. Gandi'nin fotoğrafları, Hindistan’da devlet dairelerinde kullanılmaktadır.
Afganistan’ın Modern Emiri: Amanullah Han
Afganistan...
Dünyadaki en tahlisiz ülkelerden birisi.
Tarihte pek çok kez işgale uğramış bir Peştun ülkesi.
1892 tarihinde dünyaya geldi Amanullah Han. Bu yazıda önem verdiğim isimlerden. Amanullah Han, zengin ve kuvvetli bir aileden geliyordu. Babası Habibullah Han Afgan kralıydı. Fakat 1919’da öldü. Onun yerine oğlu Amanullah tahtı ele geçirdi. 1919’da emperyalizminin ta kendisi olan İngiliz ordusuna karşı büyük bir zafer alarak bağımsızlığını duyurdu.
Amanullah Han, 1921’de Türkiye’yi tanıyan bir liderdi. Emperyalizme karşı Anadolu’daki hükümeti desteklemiştir. Amanullah Han, İslam dünyasındaki bir kaç modernist liderlerdendir. Takım elbise giyer, tıraş olur, modern bir lider gibi gezerdi. Kadınlara siyasi haklar vermiştir. Ancak dönemin Taliban zihniyetinin tezahürü sonucunda ilkesini 1929’da ülkesinden kaçtı. 1960’ta Zürih’te vefat etti.
Afganistan ondan sonra tahribata uğradı. 65 yıllık bir istibdat yönetiminin ardından Sovyetlerin tarafından işgal edildi, sonra Taliban çıktı. Amerika Taliban’ı sildi, ama dağlara kaçan mücahitler tekrar teşkilatlandı ve yaşadığımız yıllarda Taliban yönetimi ele geçirdi.
İran’da Bir Modernist Şah Pehlevi
İran, Orta Doğu’nun en önemli ve en güçlü ülkesidir. İran, 3.000 yıllık geçmişe sahip bir ülke. Hatta daha fazla. Pers İmparatorluğu, Safeviler gibi ülkelerin kurulduğu coğrafya.
1925 yılında Kaçar hanedanlığınının yerine Pehleviler iktidara geldi.
İlk şah Muhammed Rıza Pehlevi’dir.
Muhammed Rıza Pehlevi de Amanullah Han gibi modernist ve reformist bir hükümdardı.
Beyaz Devrime öncülük etti.
Kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıdı.
Babası Rıza Pehlevi de kendisi gibi reformistti.
Özellikle İran’daki seküler Müslüman kimliğini taşıyordu.
Kendisini dine yamayan gericiler tarafından “kafir” ilan edildi.
İran’daki aşırı şia şeriatçı grup tarafından 1979’da büyük isyanlar patlak verdi. Humeyni önderliğinde İran halkı, şahı adeta devirdi. Şah, 1979’da ülkesinden kaçtı. Önce idam kararı çıkarıldı, ancak 1980’de vefat etti.
Şah’tan sonra İran'da şeriatçı bir devrim oldu.
O özgürlükler ülkesinden artık esaret yoktu.
İran halkı Şahı devirerek adeta mazoşist bir harekette bulundu. Şahın ardından kısıtlı bir yaşam başladı.
Ve O: Mustafa Kemal Atatürk
Bu yazıda 3 isimden bahsettim ama bunların dışında bir lider güneş gibi parlıyor, işte o lider Mustafa Kemal'den başkası değildir. Mustafa Kemal, 20 yıllık cephe hayatının ardından 15 sene yöneticilik yapmış bir önderdi.
Türk Kurtuluş Savaşı’nda etkin bir şekilde kumandanlık etti.
Bir memleketi yoktan var etti.
Türk milletini işgal etmeye kalkışan düşmanları yurttan silkip attı.
Savaş bitti, ülke kuruldu. O ülkenin de başına geçti. Askeri dehası, siyasetten denen ilimde de boy gösterdi. Ülkenin kalkınması için tüm gücüyle çalıştı. Fabrikalar açtı, ziraatı destekledi, yurt dışına öğrenci gönderdi, eğitim kurumları açtı.
Tebaalıktan ülkeyi kurtardı. Vatandaşlık bilincini ülkeye nüfuz etti.
Ülkesinin modernleşmesi için şapka kanunu çıkardı. Medeni kanunu ve hukuku kabul etti. Ülkesinin kalkınması için çabaladı, didindi.
Anti-emperyalistti.
Kanla sulanan bu toprağa, mürekkebin kokusunu öğretti.
Mustafa Kemal, en büyükleri, en başarılısı ve en dirayetlisiydi.
Bir elinde silah varken de kalemi tutuyordu.
İnsanlığın değerlerine ortak oldu.
Ülkesini korumak için bile canından vazgeçti.
Böyle büyük bir adamdı Mustafa Kemal.
Karanlığa bürünmüş bu garip yurdu, aydınlığa kavuşturmak için uğraştı.
Karanlığı elindeki ışıkla aydınlattı.
Bir memleketi baştan aşağı inşa etti.
Bağımsızlık onun için bir karakterdi. Karakterinden hiçbir zaman vazgeçmedi.
Bu aydınlık savaşçısının ardından gitmek bir şeref nişanesidir.
Aziz ruhun şad olsun Paşam!
Yorumlar
Yorum Gönder