HUDUT NAMUSTU

Bir zamanlar hudut, bu yurtta namustu. Asil Türk ordusu, sınırlarımızı "HUDUT NAMUSTUR" yazılarıyla korurdu. Şimdi ne oldu? O "namus" unutuldu. Ülkemizin sınırları yol geçen hanına döndü resmen. 

  Hudutlarımızdan hiçbir güvenlik önlemi alınmadan, hiçbir sorgu yapılmadan milyonlarca mülteci alındı zamanında. Aynı şey hâlâ sürüyor. Her gün bu cennet vatana binlerce kaçak göçmen geliyor. Yahu bir kişi de çıkıp demiyor ki "bunlar neci" diye. Hele ki adı "muhalefet" olanlar, sessiz işgale karşı kör ve sağır olmuş. Bu kadar kanın, bu cennet vatan uğrunda döküldüğü bariz bir şekilde ortadayken nasıl olur da bunun bilincinde hareket etmezler.

Sessiz işgal diyorum. Çünkü elinde çanta ile yanında ne kızı ne de karısı ile gelen bir kitle var. Elini sallayarak geldiler bu vatana. Emperyalizm illa cephede olmaz, kağıt üstünde de olur. Zaten emperyalizm de bizim uykulu halimizde ortaya çıkar.


Millet temsilcisi olarak kendini sayanların yüzü, hiçbir zaman bu memleketin halkına dönmemiştir. Biz yine kendi başımıza kaldık. Türk milleti olarak yine bizim, bizden başka dostumuz yok.

Bu millet zaten cefakarlık içerisinde zor günler atlatarak bu günlere geldi ve hâlâ Türk halkı o mahrur durumu yaşıyor. Bu halk bunu mu hak ediyor? Kendi ülkesinde ezilen yine biz, yani Türk milleti oldu. Bizi, bizden olanlar vurdu, adam sandıklarımız vurdu ve şimdi de bizi bizden olmayanlar vuruyor.

Biz kanımızı döktük. Bu yazıyı okuyan yani senin ataların kan döktü bu vatan için. Bu yurtta her evde Türk bayrağı vardır. Niye bilir misiniz? Her tüten ocak, bu vatan için şehit vermiştir.

Lafın kısası makbuldür. Bu yazı bir paragraf olsa da 100 sayfa da olsa mesaj açıktır: 
#Sessizişgaledurde. 

Bu ülke bizim. Bunun bilincinde hareket edersek, "sessiz işgal" de kendiliğinden bitecektir.

Yorumlar

Popüler Yayınlar