OĞUZ'UN ELİNDE(TİYATRO)

Oğuz'un Elinde

Yıllar evvel Türkmen boylarının birinde iki yiğit er varmış. Bu yiğitler, obayı ve Türkmen Beyini korumakla mükellefmiş. İkisi de bahadır, ikisi de kılıcı, yayı elleri gibi iyi kullanırmış. İkiside bozkurt gibi yiğit ve atılganmış...

Gün-bulmuş ve Aydoğmuş...

Beyler, alpler, yiğitler, bahadırlar, erler, arslanlar meydanda toplanmış, Türkmen Beyleri 



(Gün-bulmuş kılıcını çeker)
Gün Bulmuş: Hey yiğitler, alpler, beyler var mıdır benim gibi cesur bir alple vuruşacak, kılıç gerecek yiğit yok mudur ?
( Meydanı sessizlik kaplar, kimse de herhalde vuruşacak yürek yoktu. Gün-Bulmuş, gözleri ile meydanı, alpleri, beyleri süzdü. Hala kimseden ses çıkmaz, Gün-Bulmuş devam eder)
Gün Bulmuş: Yok mudur hiç bileğine güvenen ? Er meydanına er gerek, döğüşmeye yürek gerek, yiğit yurduna bozkurt gerek !
(Arkadan yalın bir ses çıkar, kara börk takmış, yağız, yüreği gibi kendisi de bozkurt olan bir bey kılıcını kaldırır, bu er kişi Aydoğumuştur) 
Aydoğmuş: Be cengaver, yiğitlik bozkurda yakışır, bozkurt gibi döğüşmekte Türk'e yakışır ! 
( Aydoğmuş'un sözü, Gün Bulmuş'un kulağına gelir. Sesi işiten Gün-bulmuş, etraftakilere bakar, Aydoğmuş'u süzer, gülerek) 
Gün Bulmuş: Vardır vardır da, be yiğit kimsin ? 
( Aydoğmuş, yüzünü Gün-Bulmuş'a çevirir, elini doğrultur)
Aydoğmuş: Türkmen Begi Alp-almış oğlu Aydoğmuş derler. Ay tam tepedeyken doğmuşum. Ondan Aydoğmuş derler. 
Gün Bulmuş: Söyle bakalım, var mısın yalın kılıçla vuruşmağa ?
(Genç cengaver, bu teklif karşında gülerek şu yanıtı verir) 
Aydoğmuş: Varım varmasına da, sen necisin ? Beğmisin ? yoksa gazi misin söyle!
(Gün Bulmuş, bu soruya şöyle cevap verir)
- Bana Gün Bulmuş derler. Babamın adı arslandır. Arslan Bek derler. Arslan gibi döğüşürmüş . Ben doğduğunu gün alplar, küffara karşı cenk eylemiş. O gün doğmuşum, Türkmen gazalarına uğur getirmişim. 
Aydoğmuş; Hey Maşallah! Gün bulmuşsun kendine, var mısın döğüşmeye bre cengaver.
(Gün Bulmuş, kılıcını kınından çekmiş, davullar çalmaya başlamış, ihtiyarın biri 'haydi bre, alplar çeksin gılıncını, vuruşa dursunlar!" dedi. Davulla birlikte zurna çalmaya başladı, sonrasında Aydoğmuş, Gün Bulmuş'u süzerek kılıcı kınından çıkardı)
Gün Bulmuş: Vardır Türk'te volkan gibi yürek, var mıdır sende güçlü bilek ?

Vuruş

Kılıç'ı çeken Aydoğmuş, kılıcını Gün Bulmuş'a doğrultu. Gün Bulmuş ise hızlı bir hamle ile Aydoğmuş'a saldırdı. Aydoğmuş ile Gün Bulmuş'un kılıçları sürtündü. Aydoğmuş ile Gün Bulmuş, kılıçları ile adeta bir oyuncak gibi oynuyorlardı. Aydoğmuş, kılıcı Gün Bulmuş'un üstüne doğru doğrulttu. Bu iki cengaver, meydanda çetin bir dövüş yaşıyordu. Gün Bulmuş, Aydoğmuş'un eline doğru kılıçla bir hamle yapamaya çalıştı. Fakat başarılı olamadı, ıskaladı. Gün Bulmuş, kılıcını geri çekti. Aydoğmuş, kılıçla Gün Bulmuş'un üzerine hücum etti. Gün Bulmuş, ani bir hareketle, Aydoğmuş'tan uzaklaştı. Aydoğmuş tekrardan arkasını döndü. Karşındaki rakibine karşı tek eliyle kılıçla yakınlaştı. Gün Bulmuş serslemledi; ancak vuruşmaya gücü vardı. Gün Bulmuş, bir kez daha hamle yaparak Aydoğmuş'un eline saldırdı. Aydoğmuş, kendini gelen rakibi karşısında eliyle vücudunu kapattı. Gün Bulmuş, Aydoğmuş'a saldırdı ve Aydoğmuş'un elini yaraladı. Kan aktı; lakin ciddi bir şey yoktu. Sadece çizilmişti. Gün Bulmuş ıskalamıştı. Obadakiler bu vuruşmayı merakla izliyordu. Gün Bulmuş, eli kanayan Aydoğmuş'a karşı bir son hamleyi indirmeyi düşünüyordu. Ama öyle olmadı, Aydoğmuş hücuma geçti. 
Aydoğmuş isimli genç alp, rakibin ayağına bir kılıç darbesi indirdi. Gün Bulmuş'un ayağı kanıyordu, rakibi karşısında hırsına yenilen Gün Bulmuş, hala döğüşme arzusundaydı. Aydoğmuş'un bu darbesi karşında pek gücü kalmadı. Gün Bulmuş'un şuanki tek isteği; Aydoğmuş'u yenmekti. Yorgun, arık halde son bir hücum yaptı. Gün Bulmuş, bağırarak Aydoğmuş'un üstüne koşuyordu. Aydoğmuş, bunu farkedince tek yapacağı iş, onun işini bitirmek olacaktı. Gün Bulmuş, Aydoğmuş'un üzerine son kez hücum ediyordu. Aydoğmuş, çaresiz rakibini süzdü. Üzerine gelen Gün Bulmuş, Aydoğmuş Gün Bulmuş'a çok yakınlaşmıştı, hatta varmıştı. Aydoğmuş eğildi. Önünde olan Aydoğmuş, bu kez arkasındaydı. Kılıcı ona doğru çekti. Aydoğmuş, güçsüzdü. Kılıç çekmeye dahi gücü kalmamıştı. En sonunda yere düştü. Kılıç elinden savruldu. Bu cenkin kazananı Aydoğmuş olmuştu. Aydoğmuş, yerde kalan Gün Bulmuş'u derince süzdü, cenk çağrısı yapan adam, yerde kalmıştı. Kılıcını kınına koydu. Gün Bulmuş'a yardım ettiler. Cenk çağrısı yapan obanın ihtiyarı, Aydoğmuş'un elini tuttu ve "bu cengaver, bu yiğit, obamıza şeref vermiştir. Rakibi, Gün Bulmuş'u yere serdi ve ve acı bir tebessüm ile "Bileğine güveniyordun ama yere serildin" dedi. 

Yorumlar

Popüler Yayınlar