GALATADAKİ FOTOĞRAF
Galata
Kulesi’nin inşası Bizanslılara aittir. 1349’da tahkimat için yapılmıştır.
Galata
Kulesi Osmanlı’nın eline geçmesiyle korunuş ve yükseltilmiştir. Zağanos Paşa
tarafından yükseltilen kule, 1509’daki büyük depremde ağır hasar almıştır ve
1510’da tekrardan onarılmıştır.
Galata
Kulesi o tarihten itibaren yangınlar, seller, fırtınalar, felaketler görmüştür.
Kulenin son hali 1875’te tamamlanmıştır.
1875’te
tamamlanan son haliyle birlikte artık günümüzdeki halini almıştır.
Ülkemizde önemli
bir semboldür. Birçok olaya konu olmuştur, adeta bir figür haline gelmiştir.
Popüler kültürdeki yerine bu yazıda değinmeyeceğim. Sadece Galata Kulesi’nin
İngiliz – Fransız işgali sırasında başına gelenleri yazacağım…
Osmanlı
İmparatorluğu Mondros ile birlikte 1. Dünya Savaşı’ndan çekilmiştir. Mondros
ile birlikte Osmanlı birlikleri terhis edilmiş, iletişim ve ulaşım yollarına el
konmuştur. Mondros adeta bir işgal belgesiydi. Öyle de oldu. 7. Madde’ye
dayanarak düşmanlar istedikleri yerleri işgal etmeye başladılar. Anadolu’nun
dört bir yanı işgale uğramaya başladı. En sonunda ise 13 Kasım günü İstanbul
işgal edildi.
O gün bir “kara gündü”. 4 sene boyunca onlarca savaş verdiğimiz düşmanlarımız artık koynumuzdaydı, yani başkentimizdeydi. Bin bir zorluğa rağmen dört sene iyi çarpışmıştık. Ancak umumi harpte yenilmiştik ve yaptığımız anlaşmalarla adeta teslim olmuştuk.
İstanbul İngilizler tarafından işgal edilince önemli yerler zapt edilmiş, Harbiye Nezareti bile işgale uğramıştır. İngilizler kadar Fransızlar da İstanbul’u beraber işgalde önemli rol oynadı. Fransız Mareşal Franchet D'esperey’in ve Calthorpe İstanbul’da küstahça davrandı. İngilizler ve Fransızlar İstanbul’da yaptığı zulümler belgeleriyle ortaya konmuştur. İngiltere ve Fransa adeta İstanbul’da kan kusturmuştur…
İşte bu sırada da Galata Kulesi’ne İngiliz bayrağı konmuştur.
Anadolu’da
başlayan Türk Milli Mücadelesi ile Anadolu halkı bağımsızlığı uğruna neler yapabileceğini
ortaya koymuştur. Mustafa Kemal Paşa’nın etrafında toplanan Türk milleti, İnönü
Savaşları, Aslıhanlar, Eskişehir – Kütahya, Sakarya ve sonrasında Büyük Taarruz
ile Anadolu’da düşman işgalini bitirmişti. Anadolu’da girişilen mücadelenin
sırası vatanın geri kalanında verilecekti. İstanbul ve çevresi kurtarılacaktı. Diplomatik
girişimler önce Mudanya’da yapıldı. Bir ateşkes antlaşması imzalandı ve Mondros’un
4 yıldır yarattığı tahrip kırılmış – Lozan’da tamamıyla tasdiklenmiştir - ,
İngilizler Anadolu’yu artık kesin olarak tanımıştı.
İzmir,
Bursa, Adana, Mersin, Erzurum kurtarılmış, sırada İstanbul kalmıştı. İstanbul
ise savaşın en acı günlerini görmüş, adeta düşmana esir olmuştu. İşte o esaret
6 Ekim 1923’te bitmişti. Selahaddin Adil Paşa komutasındaki Türk ordusu o gün
İstanbul’a girmiştir. Selahaddin Adil Paşa’nın sevincini de buraya bırakıyorum:
İstanbul yaklaşık
5 sene işgal altında kalmıştı. Türlü türlü badireler atlatılmış ve özgürlüne en
sonunda kavuşmuştur. İşgal sırasında yaşananlar yakın tarihimiz için bir örnektir.
Emperyalizme karşı Küçük Asya’da kazanılan zafer, mazlum illetlere örnek
olmuştu. Emperyalizm yüzünü İzmir’de, İstanbul’da ve Anadolu’da göstermişti.
İstanbul’da yaklaşık 50 bine yakın işgal gücü varken nasıl rahat olunabilir?
Hal böyle
iken İstanbul’a Türk ordusu tekrardan girdikten sonra ilk yapılan iş,
İngilizlerin ve Fransızların bayrakları yerine Türk bayrağı asmak oldu. Türk
bayrakları dönemin başkentinin her tarafına asıldı. İşte o sırada da Galata’daki
İngiliz bayrağı indirilmiştir. Yerine şanlı bayrağımız dalgalanmaya
başlamıştır.
Bugün eğer
İstanbul’a pasaportsuz girebiliyorsa, FATİH’in büyük fethine hürmet gösterilmek
isteniyorsa ve her yerde şanlı bayrağın dalgalandığını görmek istiyorsanız
Mustafa Kemal Paşa’ya ve Türk ordusuna dua etmelisiniz. Türk ordusu, İslam’ın
ve Türk’ün son kalesi Anadolu’yu böyle kurtardı.
O muzaffer
ordunun başkomutanı Mustafa Kemal Paşa’ya, kurmayına ve Türk ordusuna bin
şükran ve minnetle..
Yorumlar
Yorum Gönder